27.08.2015, İstanbul
Doğa Derneği, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın on beş bozayının avlatılmasıyla ilgili kararının kanunlara ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası anlaşmalara aykırı olduğunu açıkladı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, geçtiğimiz yıl ayı saldırılarının artması gerekçesiyle, Artvin, Kastamonu, Giresun veSinop illerinde av turizmi adı altında, Ekim 2015’te on beş bozayının vurularak öldürülmesine karar vermişti. Doğa Derneği, bu uygulamanın gerek ulusal mevzuata, gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere aykırı olduğunu açıkladı.
Bozayı, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nagöre “av hayvanları” arasında değil, “yaban hayvanları” arasında yer alıyor ve bu nedenle avlanması yasak. “Yaban Hayvanlarının ve Yaşam Alanlarının Korunması, Zararlılarıyla Mücadele Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ise yaban hayvanlarından zararlı olanlarla mücadele olanağı tanımakla birlikte bunun ancak ulusal ve uluslar arası mevzuat kapsamında çıkarılacak usul ve esaslar çerçevesinde mücadele yapılabileceğini ifade ediyor.
Bozayılar Türkiye’nin taraf olduğu iki uluslar arası anlaşmaya göre kesin olarak korunması gereken türler arasında yer alıyor. Bu anlaşmalardan biri Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi, kısa adıyla Bern Sözleşmesi. Bakanlık kararı ile vurulmak istenen bozayılar, Bern Sözleşmesi Ek II listesi içerisinde yani “kesin koruma altındaolan fauna türleri” arasında “ayıgiller” sınıfında yer alıyor. Konuyla ilgili diğer bir anlaşma ise Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme, kısaca CITES. Bu sözleşme de ayıları mutlak korunması gereken ve ticareti yapılamayacak türler arasına dahil ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre uluslar arası anlaşmalar yasa hükmünde sayıldığı için, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ayıların para karşılığında vurdurulması ile ilgili kararı yasal mevzuatla açık bir şekilde çelişiyor. Zaten konuyla ilgili yönetmelik de uygulamaların ulusal ve uluslar arası mevzuat kapsamında yapılmasını şart koşuyor ve sonuç olarak bozayı gibi Bern Sözleşmesi Ek II’de yer alan türleri (kesin koruma altında olan fauna türleri) kapsam dışında bırakıyor. Diğer yandan, “yaban hayvanlardan zararlı olanlarla mücadele” kapsamında usul ve esaslar da yönetmeliğin ilgili maddesinde belirlenmiş değil. Bu nedenle, ihale ile bozayı vurdurmak ya da bertaraf etmek yönetmelik kapsamında düzenlenmiş yöntemler arasında yer almıyor.
Ayılar bize değil, biz onlara zarar veriyoruz
Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç şunları söyledi: “Türkiye’de doğanın bütünü ve özellikle de bozayı gibi büyük canlılar zaten büyük tehdit altında. Yeşil Yol, HES’ler, barajlar, madenler ve sayısız başka proje ayıların ve diğer canlıların yaşam alanlarını böldü, parçaladı, daralttı. Doğa Derneği, bozayılar üzerine beş yılı aşkın bir süre çalışarak ayıların yaşam alanlarının kaybı nedeniyle ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu ortaya koymuştu. Kısacası ayılar bize değil, biz onlara zarar veriyoruz. Özellikle bal üretiminde ortaya çıkan ayı insan çatışmasını çözmek ise ayıları öldürmeden de mümkün. Doğa Derneği bu konuda pek çok somut uygulama gerçekleştirdi ve Karadeniz Bölgesi’nde başarılı örnekler oluşturdu. Doğadaki yıkımı engellemek yerine, bozayıların para karşılığında avlatılması hem kamu vicdanını, hem de kanunları ihlal eden bir karardır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bu kararı ivedilikle iptal etmesini istiyoruz” dedi.
Detaylı bilgi için:
E-mail: [email protected] GSM: 0549 80100 82
Fotoğraf: © Timur Doğan
Yorum yapılmamış