Kuş gözlemcisi Mustafa Erturhan ile bu yılki Merkez Av Komisyonu (MAK) Kararları ve Erturhan’ın MAK kararlarına karşı başlattığı imza kampanyası üzerine sohbet ettik.
Merhabalar sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba. İsmim Mustafa Erturhan. Devlet Demiryolları’nda Yol Bakım Şefi olarak çalışıyorum. 13 yıldır doğa fotoğrafçısı ve kuş gözlemcisiyim. E-Kuşbank’ta ve www.trakus.org (Türkiye’nin Anonim Kuşları) sitesinde gönüllü olarak görev alıyorum.
Neden yeni MAK kararları konusunda bir imza kampanyası başlattınız?
Yıllardır fotoğraf çekmek ve kuş gözlemi için doğanın içindeyim. Doğanın insan eliyle nasıl kirletildiğini ve tahrip edildiğini izlerken üzülmekten öte elimizden ne gelir diye düşündüm. Bu yıl alınan MAK kararları bu tahribatın üzerine tuz biber oldu. Bu nedenle doğayı korumakla yükümlü kamu kurum ve kuruluşlarına ulaşmak, doğaseverlere bir mesaj vermek ve bilinçlendirmek üzere önce Trakuş’ta bir forum açtım. Forumda alınan kararlarla ilgili Bakanlık ve Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü yöneticilerine e-posta yoluyla ulaşarak konu hakkındaki tepkilerimizi dile getirmeyi hedefledik. Arkadaşlarımızın imza kampanyası ile daha geniş kitlelere ulaşabileceğimiz konusundaki tavsiyeleri sayesinde bir de imza kampanyası başlattık.
MAK tam olarak nedir?
MAK yani Merkez Av Komisyonu, Kara Avcılığı Kanunu’na göre Türkiye’deki avlanma alanları, avlanacak türler ve avlanma limitlerini belirleyen komisyondur.
Bu kararları kimler alır, sizce yeterli bilgileri var mı? Avcılar? STK’lar?
Kara Avcılığı Kanunu 3. Maddesine göre;
“Merkezde, Bakanın veya Müsteşarın başkanlığında, Bakanlık ve Genel Müdürlük merkez teşkilâtı ilgili birimlerinden üç, bir bitki koruma uzmanı ve bir veteriner hekim olmak üzere Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’ndan iki, Jandarma Genel Komutanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile orman fakülteleri ve gönüllü kuruluşları temsilen birer, dokuz coğrafi bölge esas alınarak belirlenecek avcı kuruluşlarından dokuz, özel avlak temsilcisi bir olmak üzere toplam yirmi bir üyeden teşekkül eden Merkez Av Komisyonu kurulur.” denilmektedir. Doğanın korunması ile görevli bir kurumun 21 kişilik bir komisyona 9 avcı ve bir avlak temsilcisi alması demek alınan kararların tamamına yakınının bilimsel çalışmaları hiçe sayarak avcılara her yıl daha fazla hayvanı öldürme yetkisi vermekten başka bir tanımlama ifade edemez.
Türkiye’de IUCN’in kırmızı listesinde tehlikede olan ama avı serbest tür var mı?
IUCN’in Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi türlerin dünyadaki dağılımlarına göre değerlendirilmektedir. Bu listede (VU) yani “Hassas” statüsündeki üveyik bir av gününde 8 adet kotayla ava açık durumdadır. Diğer taraftan diğer ülkelerde popülasyon miktarları yüksek olduğu için listeye giremeyen boz kaz (Anser anser) bu yıl ava açılan ve ülkemizde üreyen tek kaz türüdür.
Kotalar hangi veriler ışığında belirleniyor bilimsel altlıkları var mı?
Kotaların belirlenmesi için her yıl düzenlenen Kış Ortası Su Kuşu Sayımı verileri ve diğer bilimsel çalışmaların kullanılması gerekirken Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından avcılar arasında türlerin azalıp arttığına yönelik anketinin sonuçlarının dikkate alınması akıllara zarar bir durumdur. Avcının türlerin azaldığı seçeneğini işaretlemesi mantık dışı bir durum olmasına rağmen bilimsel veriler, tavsiyeler göz ardı edilerek komisyondaki avcılar ve av taraftarları çoğunlukla her yıl doğanın bir önceki yıldan daha fazla tahribatına yol açılmaktadır.
KOSKS verileri kullanılıyor mu? KOSKS’u kim düzenliyor? Üreme araştırması yapılıyor mu?
KOSKS yani Kış Ortası Su Kuşu Sayımı uzun yıllar STK’lar ve gönüllü kuş gözlemcileri tarafından yürütülmüştür. Son yıllarda DKMP Müdürlüğü’nün koordinasyonu ve desteği ile yine gönüllüler ağırlıklı olmak üzere yapılmaktadır. Mevsim itibari ile üreme çalışması yapılması mümkün değildir. Ancak birçok bölgede akademik çalışmalar ve biyoizlem çalışmaları ile üreme araştırmaları yapılmaktadır. Alınan kararlarda biyoizlem ve KOSKS verilerinin ana verileri teşkil etmesi gerekirken bu veriler göz ardı edilmektedir.
Geçen yıla göre ne değişti, ava açılan tür, av günlerinde artış gibi değişiklikler var mı?
Avlak sistemine göre haftanın her günü av yapılabilmesinin önü önceki yıllarda açılmıştı. Eleman ve araç yetersizliği, alanların birbirine olan uzaklığı ve avcıların kural tanımazlığı nedeniyle bu sistemin sağlıklı işlemesi mümkün değildir. Verilen kotaların çok çok üzerinde sayılarda hayvanın vurulduğu her kesim tarafından dile getirilmektedir.
Bu yıl geçen yıllarda avı yasak olan boz kaz türü 2015 KOSKS sayımlarında 400 birey civarında olmasına rağmen 2016-2017 av sezonunda tür ava açılmıştır. Ayrıca kaşıkgaga ördeği (Anas clypeata) da bu yıl ava açılan diğer bir ördek türümüz.
Kampanyanıza ilgi nasıl, sizce destek buldu mu?
Kampanya’da 5000’e yakın imza toplandı. Bireysel bir başlangıç olması, medya desteği olmaması nedeniyle beklediğimiz desteği imza olarak bulduğumuzu söyleyemem. Ancak bu konuda fikri olmayan çok fazla insana sosyal medya aracılığı ile ulaştık. İmzaların çok üstündeki rakamlarda kişi alınan kararları ilk kez sorguladı. Kampanya başladıktan sonra Trakuş yönetiminin, daha sonra Doğa Araştırmaları Derneği’nin ve Doğa Derneği’nin desteği geldi. Daha kurumsal bir şekilde, daha fazla kitlelere ulaşmak üzere çalışmalar yoğunlaştı. Önümüzdeki günlerde kampanyanın değişik platformlarda etkili olacağını ümit ediyorum.
Sizce Anadolu’nun kuş biyoçeşitliliği son 10 yılda azaldı mı, gidişat nasıl?
Onüç yıldır kuş gözlemcisiyim demiştim, ziyaret ettiğim ve KOSKS sayımlarına katıldığım alanların büyük kesiminin her yıl daha kötü durumda olduğunu ve saydığımız türlerin sayılarının azaldığını görmek acı verici.
Teşekkürler, eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Eski zamanlarda avcılık, popülasyonlara zarar vermeyecek boyutlarda iken gelişen silah teknolojisi, avcı sayısının artması, doğal alanlara ve uzak mesafelere ulaşımın kolaylığı nedeniyle katliam düzeyine ulaşmıştır. Av fişeklerinden her gün doğaya ve sulak alanlara atılan kilolarca kurşun doğamızı zehirlemektedir. İhtiyaç için avlanılan dönemlerden tamamen “zevk” için öldürmeye dönüşen avcılık konusunda ulaşabildiğimiz tüm kesimlere bilgi vermeye ve desteklerini istemeye mecburuz. Doğamızı bir sonraki kuşağa en az hasarla teslim etmek zorundayız. Teşekkürler.
Tüfeği alan avcılığa soyunuyor ne gelirse ateş ediyor, tilkiye bile! En insaf el vicdan!
Böyle güzel bir söyleşi için teşekkür ederim. Okurken zevkle okudum.
Türkiyede her konuda oldugu gibi bu konudada cıvkı çıkmış şekılde sırf çöpe atmak için avcılık yapan var… avcılık duygusunu bastıracak başka hobiler mevcut onlara yönelmek gerek bazı şeylerın farkında degılız ancak işin sonuna geldıgımızde farkına varıyoruz etrafımıza bakarsak hayvanların ne gıbı zorluklar yaşadıgını görmek gerek merhametsız ve vurdum duymazlık üzerimizden atmalıyız.cehaletten kurtulmalıyız
derhal bu konuda kanun çıkartılmalıdır. hiçbircanlı öldürülmemelidir.