Doğa Derneği kuruluşunun on beşinci yılını doldurdu. Yaşamın bütünlüğüne ve çeşitliliğine inanan bir avuç insanın kurduğu dernek, on beş yıl gibi kısa bir sürede Türkiye doğasının korunması için pek çok ilkin mimarı oldu veya içinde yer aldı.
Doğa Derneği’nin on beşinci yılı için tasarlanan yeni logosu, ressam Gökçe Sümerkan tarafından yapıldı. Yeni logo tasarımında kadim Anadolu uygarlıklarının çizimlerinden derneğin üzerinde çalıştığı türlere kadar uzanan pek çok görsel gizli. Derneğin ilk logosunda yer alan bukalemun ikonu da yeni logonun bir parçası olarak yer alıyor.
Dernek 2004 yılında benzersiz ve hassas doğal alanların belirlenmesi için Önemli Doğa Alanları (ÖDA) yöntemini ortaya koydu. ÖDA yöntemini dünyada ilk kez Türkiye’de uygulandı ve bu çalışmanın sonucunda bin sayfanın üzerinde, iki ciltlik bir envanter 2006 yılında yayınlandı. 2016’da ise ÖDA yaklaşımı Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından korunan alanların belirlenmesinde uluslararası ölçüt olarak kabul edildi ve bugün yetmişten çok ülkede uygulanıyor.
Doğa Derneği Gediz Deltası başta olmak üzere pek çok Önemli Doğa Alanı’nın koruma altına alınmasında önemli rol oynadı. Hasankeyf’in korunması için dünya ölçeğinde bir kampanya yürüttü ve 2009’da Ilısu Barajı’nın yapılması için sağlanan Avrupa kaynaklı kredinin durdurulmasını sağladı. Bu kampanyaya ve derneğin diğer çalışmalarına Tarkan, Yaşar Kemal ve Sezen Aksu’nun da dahil olduğu fikir önderleri ve sanatçılar destek verdi. 2018’de Doğa Derneği ve Gediz Deltası’ndaki yaşamı tehdit eden İzmir Körfez Otobanı Projesi’ne karşı birlikte çalıştığı diğer sivil kuruluşlar, açtıkları dava sonucunda projenin durdurulmasını sağladı.
Dernek, Burdur Gölü’nden, Doğu Karadeniz Dağları’na ve Urfa Bozkırları’na kadar uzanan tüm Anadolu sathında çalışmalar yürüttü ve “Hedef: Sıfır Yok Oluş” kampanyasıyla bu alanlarda yaşayan nesli tehlike altındaki türlerin yaşamını destekledi. Derneğin korunması için çalıştığı elliyi aşkın tür arasında kelaynak, pars, ceylan, toy, şah kartal, çizili sırtlan gibi türler bulunuyor. Dernek 2011 yılında Anadolu derelerinin ve doğasının yok edilmesine tepki olarak “Anadolu’yu Vermeyeceğiz!” sloganıyla yola çıkan Büyük Anadolu Yürüyüşü’ne katıldı ve Türkiye Su Meclisi’nin kurucuların biri oldu. Dicle ve Amazon nehirlerinin birlikte korunması için Amazon yerlileriyle omuz omuza çalıştı.
Doğa Derneği, 2013 yılında Seferihisar Belediyesi ile ortaklık içinde doğa kültürünü araştırmak, yaşamak ve yaymak için Seferihisar Doğa Okulu’nu kurdu. Yavaş Dükkan ismiyle biyolojik çeşitliliği destekleyen ürünlerin yer aldığı bir ağ oluşturdu. Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun (BirdLife International) Türkiye’deki ortağı olan dernek, kuşların ve biyolojik çeşitliliğin korunması için diğer kuruluşlarla ortaklık halinde çok sayıda çalışma yürütmeye devam ediyor.
Derneğin on beşinci yılı hakkında konuşan Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç şunları söyledi: “On beş yıllık kısa tarihimizde pek çok başarıya ve başarısızlığa imza attık. Başardıklarımızdan dolayı gururluyuz. Başaramadıklarımız ise bize; dünyaya, insana ve kendimize nasıl bakmamız gerektiği konusunda yepyeni şeyler öğretti. Doğa Derneği, önümüzdeki yıllarda biyolojik çeşitliliği koruma odağını değiştirmeden, doğa korumanın imeceye dayalı yeni yöntemlerini daha çok kullanma fırsatlarını kollayacak ve bunun için 2013’te Gezi’nin bizlere anlattığı gibi merkezsiz, hiyerarşisiz ortaklık olanaklarını sonuna kadar araştıracak.”
Sayın Doğa Derneğine Emek Verenler;
15 yıldan beri Türkiye’de Doğa’nın korunmasına yaptığınız çalışmalar için teşekkür eder, nice 15 yıllara,,,,
2018 yılı.Yabani bir ağaç türü üzerinde,küçük güzel sesli kuşlardan bir kuşun tek yavru uçurduğuna şahit oldum.Sebeb,zirai ilaç birikimi.Suyun kullanılmadığı tarımda,ilaç kullanımı çok fazladır.1. sebeb bu.Şu an,bu zirvede.Önlem,merhamet.
Merhabalar,
Eski bir üyeniz olarak sizlerle birlikte olmaktan mutlu ve gururluyum.
Lütfen aşağıdaki mail adresime iletilerinizi bekliyorum.
Canan Alarcın