Doğaya Sor

Kategori: Genel
Etiketler:

‘Doğanın, yaprakların üzerine, ırmakların kıyılarına, bulutların izlerine yazılmış ve çiğnenmesi yıkıma neden olacak hakları vardır.’* Yakın zamanda pek çok yıkıma şahitlik ediyoruz. Kuraklıklar, seller, önü alınmayan yangınlar ve daha nicesi. Bu yıkımların son örneği olan Pandemi, bizlere doğaya yapılan haksızlıkların tüm haksızlıkların temeli olduğunu gösterdi.

Son yüzyılda gezegenimizdeki yok oluş, binlerce yıllık etkimizin çok daha fazla önüne geçti. Tüm varlıkların olumsuz yönde etkilendiği ve varlık yokluk savaşı verdiği bir sistem inşa ettik. Bu arada, milyonlarca hayvanın ölmesine, yüz binlercesinin yuvasız ve gıdasız kalmasına, binlercesinin kafeslere mahkûm olmasına seyirci kaldık. Derelerle ağaçlarla başlayan yok ediş, dünyanın en büyük nehirlerine ve orman ekosistemlerine kadar ulaştı. Kutuplardan, tropik bölgelere, dağların zirvelerinden okyanusların derinliklerine kadar her yeri etkisi altına aldı. Bize uzak görünen tüm bu yok oluş artık şehrimizde, evimizde.

Tüm bunlar aslında insanın doğasından kopuşunun, doğayla ortak değerlerinin yok oluşunun bir sonucu. Güçlü olanın zayıfı ezdiği, farklı olanın dışlandığı, boyun eğmeyenin zulüm edildiği dönemler sürekli hale geldi. Bilim ve teknoloji büyük bir hızla ilerlerken hoşgörü ve sevgi gibi değerler geriledi. Hak mücadelesi artarken haksızlıklar azalmadı.

Artık bu düzene hiçbir şey olmaz derken, Pandemi başladı. Dili, dini, ekonomik durumu gibi ne farklılığı olursa olsun, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, tüm insanları alt üst etti. İnsanlığın kendini her şeye egemen görerek kurduğu ve yıkılmaz sandığı sistemleri kökten sarsıldı. Bu sarsılmayla birlikte, bugüne kadar görmezden geldiğimiz haksızlıklar ve yok oluşlar gündemimiz oldu. Pandeminin ekonomik ve sosyal sonuçlarını tahmin etmeye çalıştığımız, yeni düzenleri konuştuğumuz, hakkaniyet ve birlik arayışının arttığı bir dönem başladı.

Tüm varlıklar, hepimiz, birbirimizden ayrılmaz bağlarla bağlıyız. Doğanın görünmez bağlarıyla. Hepimizin neşesi, acısı, yaşamı ve ölümü birbirimizi etkiliyor. Pandemi bir kez daha bize yaşatmadan yaşayamayacağımızı gösteriyor.

Şimdi yeni bir oluşa ihtiyacımız var. Yeniden doğa olacağız. Her varlığın yaşam sorumluluğunu alacağız. Bir yandan mücadele verirken bir yandan doğanın neşesine karışacağız. Birlikler olacağız, hoşgörüyle ilişkiler kuracağız, küçülmekten korkmayacağız. Binlerce yıldır doğayla uyumun sırlarını taşıyan, üzeri örtülmüş doğa kültürünü ortaya çıkaracak, söyleyecek ve yaşayacağız.

Daha çok soru sorduğumuz bu dönemde, hepimizin sorduğu soruların cevapları doğada. Her ağacın yapraklarında, her kuşun kanadında, her nehirde, ormanda, uzaya savrulmuş yıldızlarda. Ve kim olursak olalım içimizdeki doğada. Bu nedenle şöyle diyoruz:

Doğaya sor!

*Doğa Derneği Değerlerimiz metni

 

Yorum yapılmamış

Yorum Bırak

Change this in Theme Options
Change this in Theme Options