Tarkan

Çocukluk çağlarımdan beri doğaya büyük bir aşk ve tutkuyla bağlıyım. Onun eşsiz ahengi ve kendi içindeki kusursuz dengesi beni çok etkiler. Doğada zaman geçirdiğimde ve onunla bütünleştiğimde çok mutlu oluyorum. Hayatın telaşından ve stresinden uzaklaşıp doğaya sığındığımda gerçek huzuru buluyorum. Ve onun ayrılmaz bir parçası olduğumu her seferinde daha da yoğun duygularla hissediyorum içimde. Çünkü biliyorum doğa benim, doğa biziz.

Maalesef insanların çoğu benim gibi hissedenlerle aynı duygularda değil. Doğanın biz insanlar tarafından acımasızca, duyarsızca zarar gördüğüne ve tahrip edildiğine tanık olmak beni çok üzüyor. Doğanın elinden aldığımız haklarını ona geri vermek için daha da geç kalmadan mücadele etmek gerektiğine inananlardanım. Doğaya karşı sorumlulukları olan bir insan ve tanınan, bilinen biri olarak bu konuda sesimi duyurmayı doğaya borç bildim. Ben bu duygular içindeyken Doğa Derneği ve dernek üyeleriyle yollarımız kesişince birlikte mücadele etmeye adadık kendimizi.

Bu sekiz yıllık süre içinde Türkiye’de bir çok bölgede doğa için çabalarımız sürerken doğa kültürünün tekrar uyandırılacağı ve onunla uyum içinde yaşamın anlatılacağı bir doğa okuluna ihtiyaç olduğunu anladık. Biz bir hayal kurduk ve bu hayali gerçekleştirdik. Dünya’da ve Türkiye’de bir ilk olan “Doğa Okulu” beni çok heyecanlandırıyor. Destekçimiz olan herkese kalpten teşekkür ediyor ve bu okulun doğa için umut tohumları ekmesini diliyorum.

Change this in Theme Options
Change this in Theme Options